-
1 o mahalle senin bu kapı benim
-
2 o kapı benim
= o mahalle senin bu kapı benim, = o mahalle benim повсю́ду побыва́ть, всё обойти́ -
3 o
он она́ то тот* * *Iо!, ах!II 1.o, bu kadarı fazla! — о, э́то уже́ сли́шком!
1) он, она́, оно́o gelmedi ben geldim — она́ не пришла́, я пришёл
2) тот, та, то2.o iyi değil bu iyidir — тот нехоро́ший, э́тот хоро́ший
1) тот, та, тоo adamı tanır mısınız? — вы зна́ете того́ челове́ка?
o ev bundan geniş — тот дом просто́рнее э́того
o oda bundan büyük — та ко́мната бо́льше э́той
2) тако́й, така́я, тако́еo büyüklükte — тако́го же разме́ра
o derece — в тако́й сте́пени; так
••- o bu- o duvar senin
- bu duvar benim
- o gün bu gün
- o kadar
- ben o kadar verebilirim
- o kapı benim
- o mahalle senin bu kapı benim
- o mahalle benim
- o saat
- o taraflı olmamak
- o tarakta bezi olmamak
- o yolda
- o yolun yolcusu
- kim o?
- ne o
- sen de mi ağlıyorsun?
- o arabacı
- bu kebeci
- sen neci? -
4 o
"-nu 1. he; she; it. 2. that; those. - anda at that moment. - denli so much; so. - duvar senin, bu duvar benim. colloq. I was so drunk I couldn´t see straight. - gibi such (a thing). - gün bugün/bugündür since then, from that day to this. - halde 1. In that case.../If that´s the case.... 2. therefore. -nun için 1. for him/her/it. 2. for that reason, on account of that, as a result (of that). - kadar 1. so much; so. 2. That´s all. - kadar kusur kadı kızında da bulunur. colloq. Be reasonable; the best of things will have these sorts of flaws! - kapı/mahalle senin, bu kapı/mahalle benim dolaşmak to wander around everywhere. - saat at that very moment; right away. - takdirde in that case. - taraflı olmamak to pay no attention (to), take no notice (of) (something). - tarakta bezi olmamak not to be involved in that matter. - yolda in that way, like that. (...) - yolun yolcusu... going to end up like that one day: Hepimiz o yolun yolcusu. We´re all going to end up like that one day."
См. также в других словарях:
o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benim — sürekli gezip dolaşmayı anlatan bir söz O kapı senin bu kapı benim, akşamı eder … Çağatay Osmanlı Sözlük
o — 1. sf. 1) Uzakta olan, hakkında konuşulan kimse veya şeyi belirten bir söz O kış, önceki kışlardan daha az üşüdüm. N. Cumalı 2) zm. Teklik üçüncü kişiyi gösteren bir söz Ben uyandığım zaman o gitmişti. R. H. Karay 3) zm. İki veya daha çok şeyden … Çağatay Osmanlı Sözlük